Kaliteli bir çay deneyimi için suyun kalitesi son derece önemlidir. Musluk suyundaki klor veya ağır mineraller, çayın ince aromalarını maskeler ve istenmeyen tatlar bırakabilir. Bunun yerine, filtrelenmiş su veya düşük mineral içerikli içme suyu kullanılması önerilir. Temiz ve nötr bir su, çay yapraklarının gerçek lezzet profilinin ortaya çıkmasını sağlar. Bu, iyi demlenmiş bir çayın en temel adımıdır.
Farklı çay türleri, farklı su sıcaklıklarında ideal lezzetlerini verir. Beyaz ve yeşil çaylar gibi narin yapraklar, 70-80°C gibi daha düşük sıcaklıklarda demlenir; kaynar su onları yakarak acılaştırabilir. Oolong çayı için 80-90°C, siyah çay için ise suyun tam kaynamış (95-100°C) olması idealdir. Örneğin, bir Demleme Himalaya oolong çayı, 85°C’deki suyla mükemmel bir aroma ve tat dengesi sunar.
Her çay türü için ideal demleme süresi değişiklik gösterir. Yeşil çaylar genellikle 2-3 dakika, oolong çayları 3-5 dakika, siyah çaylar ise 4-5 dakika demlenir. Demleme süresini aşmak, çayın içindeki tanenlerin aşırı salınmasına neden olur ve sonuç acı bir tat olur. Süreyi kısaltmak ise çayın yapraklarının tam anlamıyla açılmamasına ve zayıf, tatsız bir demlemeye yol açar.
Demleme kabı seçimi de çayın lezzetini etkileyen bir diğer faktördür. Porselen ve seramik demlikler, ısıyı eşit dağıtarak dengeli bir demleme sağlar. Cam demlikler ise özellikle çiçekli veya meyveli çayların renkli görüntüsünü sergilemek için idealdir. Çayın acılaşmasını önlemenin en basit yolu, önerilen süre ve sıcaklık kurallarına uymak ve demleme tamamlandığında yaprakları sudan tamamen ayırmaktır.